Bir çift kemik iletimli kulaklıkla ilk karşılaştığınızda, kulağınıza giren parçanın nerede olduğunu merak edebilirsiniz. Böyle bir kısım yok. Bunun yerine elmacık kemiklerinizin üzerine oturan ve kulaklarınızı etrafınızdaki dünyaya açık bırakan pedler vardır.
Kemik iletimli kulaklıkların çekiciliğinin anahtarı budur. Kulak içi kulaklıklar veya kulak üstü kutular yerine bunları taktığınızda elde ettiğiniz ekstra farkındalık, onları kalabalık caddelerde koşmak ve bisiklete binmek için özellikle iyi kılar. Kemik iletimli kulaklıkların lider markası Aftershokz'un İngiltere Atletizm ile ortaklığı bile var ve markanın kulaklıkları, sağladığı farkındalık sayesinde yarışlarında izin verilen tek kulaklık haline geliyor.
Kemik iletimli kulaklıklar kesinlikle yararlı bir alanı dolduruyor – ama teknoloji gerçekte nasıl çalışıyor ve kulağa nasıl geliyor?
Kemik İletimli Kulaklıklar Nasıl Çalışır?
İlgili teknolojiye ilişkin bir açıklama için Aftershokz'un baş teknoloji sorumlusu Ken Chen'e sorduk.
“Sesi iletmek için kulak zarlarını kullanan geleneksel kulaklıkların ve kulakiçi kulaklıkların aksine, Aftershokz kulaklıklar kulağın ön kısmında rahatça durur ve sesi dinleyicinin elmacık kemikleri yoluyla iletmek için kemik iletim teknolojisini kullanır kulak zarını tamamen atlayarak iç kulağa iletebilirsiniz.” diyor Chen.
“Kemik iletiminin tamamı işitme sürecinin bir parçasıdır. Sesler kulak zarlarımızdan ve kemiklerimizden aynı anda geçer. Bu konsepti bir sonraki seviyeye taşıdık. Kulaklıkların üzerindeki dönüştürücüler mini titreşimleri elmacık kemikleri aracılığıyla iç kulaklara yönlendirerek kulakları tıkamadan veya kapatmadan ses iletir.”
Aslında Nasıl Ses Veriyorlar?
Aftershokz kulaklıkların son üç neslini denedik. Trekz Titanium, Trekz Air ve&Aeropex (aşağıdaki resim) – ve kendimizi kemik iletimli kulaklıkların artıları ve eksileri konusunda oldukça bilgili sayıyoruz.
Artıları beklediğiniz gibi daha azdır. Çevrenizdeki dünyaya karşı gerçekten daha fazla farkındalık kazanıyorsunuz ve özellikle Aeropex kulaklıklarda ses kalitesi oldukça iyi. Londra'da (veya muhtemelen başka bir şehirde) koşarken veya bisiklet sürerken müzik ve podcast dinlemek için yeterince yüksek ve net, ancak deneyimlerimize göre metroda kullanmak için yeterince yüksek değil. Sesi sonuna kadar açmadığınız sürece, ses sızıntısı da şaşırtıcı derecede az olur, dolayısıyla başkalarını rahatsız etme konusunda endişelenmenize gerek yoktur. Bant tasarımının uzun süre takılması da rahattır ve koşarken veya kask takarken yerinden çıkması konusunda hiç sorun yaşamadık.
Ancak, ses kalitesi koşarken veya bisiklete binerken müziğin keyfini çıkarmanızı sağlayacak kadar iyi olsa da, gerçek anlamda kablosuz kulaklıklar da dahil olmak üzere diğer kablosuz kulaklıklardan bekleyebileceğinizin çok altında kalıyor. Dolayısıyla bu sizin için bir öncelikse, özellikle de egzersiz yapmadığınız zamanlarda müzik dinlemek istiyorsanız, kemik iletimli kulaklıklar sizin için en iyi seçenek olmayabilir.
